GÖRDÜM…
Hayat, insana her an yeni bir şey öğretir. Her "bitti" dediğin noktada bir başlangıç, her "bildim" dediğin anda yeni bir bilinmezlik çıkarır karşına. Yaşadıkça, sınandıkça hayatın gerçek yüzü ortaya çıkar. Her kırılmada, her dönemeçte insan yeniden doğar.
Sevdiğin birine düşman olunur mu? Ya da düşman dediğin biri bir gün dostun olur mu? Olmaz dediğim her şey oldu; dost dediklerim düşman, düşman dediklerim dost oldu. Şerde hayrı, hayırda şerri buldum. Hayat bana zıtlıkların içinde dengede durmayı öğretti. İnsanları sözlerinden değil, davranışlarından anlamayı öğrendim.
Lüks malikânelerde mutluluğu arayanları da, rutubet kokan bir çatının altında huzuru bulanları da gördüm. Lüks içinde mutsuz olanları, yokluk içinde gülümseyenleri gördüm. Anladım ki huzur, mekanlarda veya eşyalarda değil, insanın kendi içindeki barışta saklı. Hayat, bu önemli gerçeği öğretir; huzur dışarıda değil, yürekte saklıdır.
Ahlak yoksa hiçbir şeyin olmadığını öğrendim. Para pek çok şeyi satın alabilir, ama ölümü satın alamaz. Omurganın insanı dimdik tuttuğunu, başı dik, alnı ak yürüyenlerin izzetini gördüm. Kâbe’de tavaf edenin de, Beyoğlu’nda ateist olduğunu söyleyenin de onurla yaşadığını gördüm. Menfaati için her şeyi satanları, ama değerlerinden ödün vermeyenleri de gördüm. Onur ve haysiyetin nasihatle kazanılamayacağını; ancak Allah’ın lütfuyla kalpte yer bulduğunu anladım.
Hayat, Kur'an'da geçen şu ayeti her gün hatırlatır: "İnsanoğluna bir vadi dolusu altın versen, bir tane daha ister." İnsan gözü doymaz; ancak kalbini huzurla, kanaatle dolduranlar gerçekten zenginleşir. Gerçek mutluluğu bulanlar, dış etkenlerin peşinde koşmayan, kendi iç huzurunu bulanlardır.
Ve son olarak şunu anladım: Hayatta "iyi insan" ya da "kötü insan" diye bir kavram yok. Hepimiz aynı Yaratıcı'nın eseri, aynı genlerin taşıyıcısıyız. Fark, insanın hangi tarafını beslediğinde. İyiliği mi, kötülüğü mü? Seçim bizimdir. Hayat, bu seçimlerimizin yansımasıdır. Her seçim, kim olduğumuzu belirler.
Yaşadım, gördüm ve öğrendim: İnsan her an bir karar verir. O karar, onun kaderini belirler. O kader, insanın kendini yeniden yaratma yolculuğudur. Anladım ki, insanı açlık değil, alıştığı tokluk öldürür. Tokluk sadece bedenin değil, ruhun da uyuşmasıdır. Gerçek anlamda yaşayanlar, her zaman hayata aç kalanlardır.
Gördüm. Yaşadım. Ve anladım.
EN SON ŞUNU BİLDİM
HADDİNİ BİLİRSEN HER ŞEYİ BİLİRSİN…